Sevgili Canlar!
Cümlenize sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bugün yine cem olacağız; birlik olacağız, dirlik olacağız. Rabbim, yapacağımız Hak olan dua ve ibadetleri kendi dergâh-ı izzetinde kabul ve makbul eylesin.
Canlar, insanların bir araya gelmesi sadece yan yana oturmak değildir. Hakikatte bir araya gelmek; gönüllerin buluşması, birbirinden razı olunması ve aynı gaye etrafında birleşerek Hakk’ın istikametine yürümektir. Bu hal, talep etmekle, arınmayı istemekle mümkündür. İşte bunun için Pir, Rehber ve Talip arasında ikrar bağı kurulmuş; Cenab-ı Allah’ın razı olacağı yol gösterilmiştir. Bu arınma da topluca Cem ibadeti içinde yaşanır.
Sevgili Canlar, Cem ibadetinde sohbet yalnızca bilgi paylaşmak değildir. Cem muhabbeti; gönülleri yakınlaştırmak, dertleri paylaşmak, sorunları çözmek ve Hak yolunda yürümeye engel olan ne varsa onlardan arınmaktır. Cem, topluca Hakk’a yönelmenin, Hak odaklı yaşamanın adıdır.
Bir toplum, birbirinden razı olursa Hak bir irade ortaya koyarsa Yüce Yaradan’ın emrine sımsıkı yapışır, O’nun emrettiği konularda irade gösterirsek, işte o zaman Allah’ın razı olacağı ameli işlemiş oluruz. Cenab-ı Hakk buyuruyor ki:
“Sizden; hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte onlardır.” (Âl-i İmrân, 104)
İşte Cem, bu ayetin hakikat bulduğu yerdir. Kişi önce kendisiyle barışık olur, toplumla razılaşır; toplum da ondan razı olur. Toplum Allah’ın emrinde olursa, Allah onlardan razı olur; onlar da Allah’tan razı olur. Nitekim Yüce Allah buyuruyor ki.
“Rableri katında onların ödülleri, içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden içi titreyerek korkan kimse içindir.” (Beyyine,8)
Canlar, önce Allah’ın razı olacağı ameli işleyip O’nun rızasını kazanmamız gerekir. Bu rızalığı kazanırken aslında bir hal de oluşur. O hal, Allah’ın en büyük müjdesi olan makamdır. Kur’an-ı Kerim’de bu şöyle ifade edilir:
“Allah’ın rızası, cennetlerin en büyüğüdür.” (Tevbe, 72)
Yani bu dünyada Allah’ın razı olacağı ameli işleyen kişi, ahirette en büyük cennet olan Allah’ın rızalığı makamına erişir.
Hz. Ali efendimize bir gün sorarlar:
“Ya Ali, iman nedir?”
Hz. Ali buyurur:
“İman; kalple marifet, dille ikrar, azalarla hizmettir.”
İşte Cem de budur sevgili canlar. Kalple marifeti, dille ikrarı, azalarla hizmeti bir araya getiren ibadettir.
Pir Sultan Abdal da bu hakikati şu dörtlüğüyle dile getirmiştir:
“Ariflerin sözü bal ile kaymak,
Cahillerin sözü zehirden yudum.
Gel Pir Sultan, söyle hakk ile gerçek,
Hakk’ı seversen eyleme zulüm.”
Canlar, Cem’de razılık sadece küskünlüğün, kırgınlığın, dargınlığın kalkması demek değildir. Cemdeki razılığın asıl derinliği; herkesin bir yolda, bir amaç doğrultusunda hakk bir ilkeye razı olup onun etrafında birleşmesidir. İşte bu birliktelik Cem evinin ruhudur.
Bir de nefeste söylendiği gibi:
“Hak yoluna gidenlerin
Asa olsam ellerine.
Er pir vasfın edenlerin
Kurban olsam dillerine.
Torunuyuz bir dedenin,
Tohumuyuz bir bedenin.
Münkir ile ceng edenin
Silah olsam ellerine...”
Ve Kur’an’da da buyurulduğu gibi:
“Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurât, 10)
Sevgili Canlar, Cem; kardeş olmanın, bir istikamette arınarak hep birlikte yürümenin adıdır. Bu niyet ve istek ile Cem’e gelenlerin Yüce Yaradan yollarını açık eylesin menzillerini mübarek eylesin. Hak erenlerinin evliyaların yüzü suyu hürmetine Yüce Yaradan’ın razı olacağı amelleri yaşamayı bize nasip eylesin.
Gelin, bu Cem’de gönüllerimizi arındıralım, birbirimizden razı olalım, Hakk yolunda birlik olalım. Rabbim cümlemizi kendi rızasından ayırmasın.
İnsanın fiziki yapısı evrenin bir parçasıdır. Bütün var olan canlı yaratıklarında fiziki yapısı evre ...
DevamBugünkü sohbetimizde Kur’an-ı Kerim’de Yüce Yaratıcının, ilahi bir emir ile insanlığa ilettiği karde ...
DevamHz. Muhammed tarafından en çok sevilen isim idi. Öyleki Mescide geldiklerinde, Hz. Muhammed önünde a ...
Devam“Alevilikte imanın aslı üçtür. Bu üç ilke; “Allah – Muhammed – Ali” dir. “Lâ İlâhe İllâllâh, Muhamme ...
Devam