Değerli Canlar,
Saygıdeğer Kamuoyu;
Türkiye Cumhuriyeti’ni meydana getiren en temel sütunlardan birisi olan Alevilere yönelik tahribatlar örgütlü ve sistematik bir plan içerisinde sürdürülüyor.
Türkiye’nin barış ve huzur içerisinde birlik ve beraberliğine kast etmek hedefiyle Alevi inancına yapılan saldırıların farkındayız. Ancak, ne yazık ki, üzülerek şahit olduğumuz bir diğer nokta ise, bizzat Alevi inanç toplumunun içerisinden de toplumumuzu bölen, parçalanmasına hizmet eden açıklamaların yapılabilmesidir. Yüzyıllarca Osmanlının şeyhülislamları tarafından verilen “rafızı, dinsiz” gibi aşağılamaları haklı çıkartmak istercesine, Alevilerin toplumsal konumu, yeni bir sürecin içine çekilmeye çalışılıyor. Devletin Alevilere karşı Anayasadan ve Uluslararası hukuktan doğan yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklanan durum sonucu sahipsiz bırakılan Aleviler üzerinde yeni oyunlar oynanmak istenmektedir.
Alevi inanç önderleri olarak kamuoyuna açıklamak isteriz ki;
Alevi Halkı kâmil bir halktır. Toplumsal birlikteliğimizin, vatandaşlığımızın ve dayanışmamız en çok gerekli olduğu bu günlerde Alevi İnancımızı yüzyıllardan bu yana her türlü baskı, zulüm ve eziyetlere rağmen bugünlere taşıyan değerli inanç önderleri bu tür girişimlere geçit vermeyecektir.
Alevilik Allah-Muhammed-Ali yolunda İslâm’ın batıni yorumudur. Aleviler, Hallac-ı Mansur’un, Nesimi’nin Hakk aşkını ve hümanizmini; eline, diline,beline sahip yüksek edep ve ahlak İslâm anlayışının adıdır. Bu nedenle Kerbela’da Hz.Muhammedin torunu, Hz. Alinin evladı, Hz. Hüseyin’e ve Ehl-I Beyt’e dünya tarihinde emsali görülmemiş bir şekilde zulmeden, aradan geçen 1350 yıla rağmen hala Ortadoğu coğrafyasında kafa kesen Emeviliği İslam olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Aksi takdirde mürşitlerimizin, pirlerimizin, dedelerimizin yüzyıllardan bu yana koruyarak getirmiş olduğu inancımızın temelini inkar etmiş oluruz.
Toplumsal birlikteliğimizin, vatandaşlığımızın ve dayanışmamız en çok gerekli olduğu bu günlerde Alevi İnancımızı yüzyıllardan bu yana her türlü baskı, zulüm ve eziyetlere rağmen bugünlere taşıyan değerli inanç önderlerimize ve canlarımıza çağrımızdır.
Biz “Allah-Muhammed-Ali” yolunda el ele, el hakka anlayışıyla bir birliğiz. Bu ikrarı veren tüm Aleviler birdir. Birlik yolda olur, sürekler farklı olabilir ama biz yolda birliği, inançta ararız.
Alevilik/Aleviler; Allah-Muhammed-Ali birliğine; On iki İmamların yoluna;Ahmet Yesevi’den, Ebul Vefa’ya, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’den, Pir Sultan’a cümle erenlerin ‘Pir’liğine aşk ile bağlıdır. İnancının temel değerlerini, yolunu, erkânını ‘Kırklar Meclisi’nden alır.
Aleviler cem yapar, semah döner, deyiş, nefes okur. İbadethanesi Cemevidir. Bizim inancımızda “Hakk” Bir’dir.
Aleviler bu ülkenin aydınlanması, çağdaşlaşması ve gelişmesinden taraf olarak sürekli akıl ve mantığı ön plana almışlardır. Cemevleri ibadethane olmanın ötesinde Aleviliğin teolojisi, felsefesi ve insani değerleriyle eğitim yuvasıdır.
Nice Hakk aşıklarının bedel ödeyerek bizlere ulaştırdığı Alevi İslam anlayışı hiçbir kurumun, hiçbir partinin hiçbir rejimin arka bahçesi ya da kullanımına sunulacak bir inanç değildir. Biz Aleviler, diğer inançları ve kurumları tartışmadan, ayrımcılığın olmadığı özgür ve demokratik bir ortamda diğer inançlarla eşit haklara sahip olmak, ekonomiden siyasete ve devlet kurumlarına kadar her alanda yer almak istiyoruz.
Kaynağını Allah-Muhammed-Ali ve Ehl-i Beyt İnancı ve sevgisinden alan Alevi İnancımız, dün olduğu gibi bugün de gerçek İnanç Önderlerimiz tarafından gelecek nesillere riyasız, önyargısız, hoşgörü ve insan sevgisi ile taşınacaktır.
Aleviler yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen birliktir, “Allah-Muhammed-Ali” yolunda da birlikte olmaya devam edeceklerdir. Ocak Ulularımızın buyurduğu gibi “Yol Cümleden Uludur” ve “Yola da birlikte gidilir”.
Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun. Hızır yar yardımcımız olsun. Allah eyvallah aşk ile…
