Yüce kitabımız Kuran’ ı Kerim’ de birçok ayetinde ‘’rüşd’’ ifadesini kullanmıştır. Kelimenin kökenine baktığımızda, bükümlü bir dil olan Arapçanın ‘’R-Ş-D’’ harflerinden türediğini görüyoruz. Rüşd kelimesi sözlükte,
Gibi anlamlara gelmektedir.
Nitekim ‘’RAŞADA’’ kelimesi de “doğru yolu izledi’’ demektir.
Buradan baktığımızda kelimenin olumlu bir anlamı vardır. ‘’Rüşd’’ kelimesinin karşıtı ise Arapçada ‘’gayy’’ ifadesidir: ‘’Sapma’’, ‘’yoldan çıkma’’, ‘’dalâlete uğrama’’ gibi anlamlara gelmektedir. ‘’Gayy’’ kelimesi ‘’Rüşd’’ kelimesinin tam zıddıdır.
Alevi İslam inancında ‘’irşad olma’’ kavramı da ‘’rüşd’’ den türemiştir.
Eğer bir mürşitten irşat oldunsa
Kâmil otur kâmil konuş kâmil dur
Varıp bir kamilden dersin aldınsa
Kâmil otur kâmil konuş kâmil dur / Meluli Baba
İrşad olma Alevilikte, deyişte de görüldüğü gibi; insan-ı kâmil mertebesine ulaşması için kişinin belli bir manevi ahlaktan, dolayısıyla akıl olgunluğuna ulaşması için nefsini bilme aşamalarından geçmesidir. İrşad olma, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’ de de kimi yerde doğruluğu kimi yerde de kişinin olgunluğunu ifade eder. Söz gelimi ‘’R-Ş-D’’ kökünden türemiş birkaç ayete bakalım:
Bakara Suresi 256: ‘’… Elbette doğru (RUŞD) yanlıştan ayrılmıştır. …’’
Hud Suresi 78: ‘’… Aranızda raşid (aklı başında/olgun) adam yok mudur?’’
Kehf Suresi 17: ‘’… Allah kimi doğru yola iletirse, işte O’ dur (hak ederek) doğru yolu bulan, ancak kimi de saptırırsa, artık onun için ne bir dost ne de bir ‘MÜRŞİD’ / DOĞRU YOLU GÖSTERECEK veli bulamazsın.’’
Hud Suresi 87: ‘’… Sen aslında yumuşak huylu ve RAŞİDİN / AKILLI (ya da OLGUN) birisin’’
Ayetlerden açıkça görüldüğü gibi doğruluk, aklı başında olma, doğru yolu gösterme, doğruyu yanlıştan ayırma, olgunluk ve kemalet gibi anlamlara gelmektedir. Günümüzde çok tartışılan konulardan biri evlilik yaşıdır.
Maalesef art niyet ve cehalet, ayetleri anlama gereği bile duymayan bazı sözüm ona alimler(!) tarafından, Kuran-ı Kerim ayetleri hiç dikkate alınmamıştır. Ya da bu ayetler üzerinde tahrifat yapılmıştır. Bunlar aslında mezhepsel, kültürel ya da nefsi kaygılardan meydana çıkmaktadır.
Nisa Suresi 6. Ayette: ‘’Evlenme yaşına eriştiklerinde yetimleri sınayın (gözetleyin). Onlarda bir ‘’RUŞDEN’’ / OLGUNLUK görürseniz kendilerine mallarını verin. Onlar büyüyecek diye savurganlık ve aceleyle mallarını yemeyin. Zengin, (malın korumasına gösterdiği çabanın ücretinden) vazgeçsin. Fakir ise uygun bir miktarda harcasın. Mallarını kendilerine tanıklar huzurunda geri verin. Hesap görücü olarak Allah yeter.’’
Nisa Suresi 6. Ayetten anlaşılan, evlilik yaşı konusunda ergenliğe ulaşma yeterli değildir! ‘’RUŞD’’ ifadesi ‘’aklı başındalık, kendi ayakları üzerinde durma’’ hatta ekonomiden anlayacak kadar aklı başındalıktan ya da olgunluktan bahseder. Çünkü ‘’malları kendilerine verin’’ ifadesi belli bir hesabı yapabilecek, doğruyu yanlıştan ayırt edebilecek; savurganlık, cömertlik, eli sıkılık, acelecilik gibi olumlu ya da olumsuz değerleri bilecek yetide olmayı göstermektedir.
Kuran-ı Kerim’ den ilham alarak cem ibadetlerini bağlama ile icra eden Alevilerde de ‘’Rüşd’’ ifadesi önemlidir. Mutlaka bir Mürşid-i Kâmil’ den irşad olmayı esas alır. Bunu İmam Cafer Sadık buyruklarında da görebiliriz.
Aynı kökten gelen mürşid ve irşad; dede ve talip öğretisi ile dillendirilmiştir. Mürşid kavram olarak irşad eden demektir. Mürşid’ den irşad olan, yani eğitim alan can; adabı muaşeret yani görgü kurallarını bilecek, edep erkân olma yolunda inancını tüm yaşantısına taşıyacaktır. Mürşid ve irşad ile ilgili deyişler, cem ibadetinde okunan Duaz-ı İmamlara, Tevhitlere de yansımıştır. Bu deyişlerde genelde ruh olgunluğuna ulaşmayı ve nefsi terbiye etmeyi amaçladığı görülür.
Aklı kullanırken bile insanın ‘’Hakkın rızasını gözeterek eylemde bulunmayı’’ ve ‘’vicdanına danışmayı’’ gerekli kılar. İrşad olan can bunları göz önünde bulundurur.
Hasan Fehmi Kusuri’ de şöyle diyor:
‘’Eriş bir mürşid-i kâmile ey yâr
Kılsın seni kötü işlerden haberdar’’
Yine Teslim Abdal, kişinin hayvanî dürtülerini terbiye etmenin eğitimle, dolayısıyla eğitimi sağlayan mürşid ile mümkün olduğunu şu deyişiyle net bir şekilde ortaya koyar.
“Mürşidin var ise olursun insan
Mürşidin yok ise kalırsın hayvan
Arasat gününde kurulur mizan
Açılan mizandan rehber isterler
Teslim Abdal söyler bu hikâyeti
Nefsin bilmektir gücün gayreti
Yirmi dokuz huruf yedi ayeti
Bilmeye insandan rehber isterler”
Gerçeğe selam olsun!
ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI
Var mıydım yok muydum Şu alemde bundan evvel Az mıydım çok muydum Şu alemde bundan evvel Yürür müydü ...
DevamSevgili Canlar, Cümlenize en derin muhabbetlerimi sunarım. Hoş geldiniz. Yüce Yaradan, hak olan dual ...
DevamBaşlangıçta Allah göğü ve yeri yarattı. Daha sonra kendisini gizleyerek eserlerini ön plana çıkartmı ...
DevamCihan var olmadan var olan Ali idi, Cihan var olurken yine var olan Ali’dir. (Mevlana Celalleddin-i ...
DevamNevruz Farsça bir kelime olup, manası yeni gün anlamındadır. Bugün toprağın uyandığı, tabiatın canla ...
Devam