Alevilik inancında “talip” , kelime anlamı olarak “talep eden” demektir. Kişi neyi talep eder? Hakk’ın ilmini ve irfanını. Bu maneviyatı talep eden kimse “talebe” yani “talip” olur.
Alevi inancında Pir, Mürşit, Rehber ve Talip ilişkisi esastır. Her ne kadar Evlad-ı Resul olmayanların tamamına “talip” dense de; Pir, Rehber ve Mürşit de yolun talibi sayılır. Bilgiye ulaşmak için akıl ve sezgi araçlarını kullanmak isteyen herkes bu yolun talibidir. Kırklar Meclisi’nde Hz. Muhammed’in "Peki sizin ulunuz, büyüğünüz, küçüğünüz kim?" sorusuna verilen cevap bu anlayışı açıklar:
“Bizim küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. Birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir.”
Bu anlayışa göre Alevilikte konum ne olursa olsun, ilim ve irfanı arzulayan, bilgiye aç olan herkes bu yolun talibidir. Modern anlamda “yaşam boyu öğrenme” düşüncesiyle pek çok insan eğitim kurumlarına başvurarak bilgiyi talep eder hale gelmiştir. Alevilik ise adeta bir yaygın eğitim kurumudur: “Hamların has edildiği, çiğlerin pişirildiği” bir inanç sistemidir. Amaç, insanı merkeze alarak onu İnsan-ı Kâmil mertebesine ulaştırmaktır.
Peki, nasıl talip olunur?
Alevilikte olmazsa olmaz kavram “ikrar”dır. Sözcük olarak "açıkça söylemek, bildirmek" anlamına gelir. İkrar vermek; kabul ve tasdik etmek demektir. Yola girmek isteyen kişi, bir Pir’e ve Mürşid’e bağlanmalı ve yolun edep ve erkânına uyacağına dair ikrar vermelidir. Pir’e teslim olmak demek; onun nasihatiyle, ilmiyle hallenmek demektir. İmam Cafer-i Sadık'ın buyruğunda da belirtildiği üzere, “talibin nişanı, evliya eteğini tutmaktır.” Pir ve Mürşit huzuruna gelen talibe ilk öğüt şöyledir:
“Yolunu bil, yalan söyleme, haram yeme, kötülük etme, kötüden yana olma. Eline, diline sahip ol, kin ve kibir tutma. Gel gelme, dön dönme. Gelenin malı, dönenin canı! Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme!”
İkrarla yola giren talip, verdiği söze sadık kalmalıdır. İnsan-ı Kâmil olma yolunda Dört Kapı Kırk Makam aşamasından geçerek Hakk’a ulaşmayı hedeflemelidir. Bu yolda talip, nefsin isteklerinden arınmayı, ailesine ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeyi öğrenir. Yılda en az bir kez Pir huzuruna çıkarak “görgüden geçmek”, Hakk katında ve toplum nezdinde “dara durmak”, kişinin kendini temize çıkarması ve muhasebesini yapması için zorunludur. Görgü ceminde talip, hal ve gidişatının değerlendirmesini yapar, ikrarını tazeler ve topluma hesap verir. İkrarlı talip, toplumda uyumlu yaşamayı, yardımlaşmayı ve empatiyi öğrenir. Eylemlerinin sorumluluğunu üstlenir, ahlaki değerlere önem verir, dürüst ve adil davranır. Talibin Pir’e verdiği söz, Hz. Ali’ye verilmiş bir sözdür. Bu söz Hz. Muhammed’e, oradan da Allah’a verilen sözdür. Alevilikte bu anlayış “El ele, el Hakk’a” düsturuyla ifade edilir: “İki kişi el ele verdiğinde, Hak onlarla birliktedir.”
Alevilikte bu denli önemli olan taliplik kavramı nefeslerde ve deyişlerde de karşımıza çıkar. İşte bazıları:
“Talip olan aşk dergâhına gelir,
Aşkla yanan her can kemâle erir.” Şah Hatayi
“Talip olsan bu yola, gerek ikrar ile gir,
Yol meydanıdır cana, gerek özünü ser.” Pir Sultan Abdal
“Talip olan pir kapısın öpmeden,
Mansur gibi dara durmaz meydanda.” Yemini
“Ben bir talibem, yola baş koymuşum,
Pir aşkıyla canı elden soymuşum.” Kul Himmet
“İkrar verdim ben bu yola,
Canla başla hizmet ola.
Pir kapısı Hak kapısı
Gönül veren talip ola." Dertli Divani
"Mürşide varmaya talip olursan
İbtida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Aht ile pey andan rehber isterler. " Genç Abdal
Yedi Ulu’lardan biri olarak kabul görenHatayi ‘nin gerçek adıŞah İsmail’dir.İran‘ınErdebilşehrinde 1 ...
DevamSevgili canlar, Cümlenize sevgi ve saygılarımı sunarım. Hepiniz hoş geldiniz. Yapacağımız hak olan h ...
DevamVar mıydım yok muydum Şu alemde bundan evvel Az mıydım çok muydum Şu alemde bundan evvel Yürür müydü ...
DevamSevgili Canlar, Cümlenize en derin muhabbetlerimi sunarım. Hoş geldiniz. Yüce Yaradan, hak olan dual ...
DevamBaşlangıçta Allah göğü ve yeri yarattı. Daha sonra kendisini gizleyerek eserlerini ön plana çıkartmı ...
Devam